Basketbolu yaklaşık 1994'ten beri izliyorum, hatta ilk hatırladığım odamdaki siyah-beyaz bir televizyonda (Rus pazarından almıştım) Fenerbahçe - Efes Pilsen play-off yarı finali ve Mirsad'ın ( O zamanlar Efes'li bir delikanlı) süre bittikten sonra yaptığı tipleme, maçı bir ya da iki sayı ile Efes'in kazanması ve benim öfkemdir... Kim derdi ki, ondan 15 sene sonra, bu sinirlendiğim adamın aldığı her ribaund için büyük keyif alacaktım... Neyse, onu da haftasonu Beşiktaş maçında kaybettik zaten...
Kısa keselim ve Zalgiris maçına gelelim, maç ile ilgili çok teknik not yazacak kelamım yok, sadece uzun rotasyonunda bayaa bir sıkıntı yaşayan Fenerbahçe'nin, ribaundlarda (gerek ofansif, gerek defansif) geri kaldığı bir maçtı, bir türlü koparamadağımız maçı uzatmalarda 85-84'lük skorla yenilerek bitirdik...
|
Ribaund mücadelesi |
Bu maçtan sonra ne oldu, grubu birinci bitirmek zora girdi, önümüzde zorlu Olympiakos ve Valencia maçları var, biri içeride, biri dışarıda... Ama daha can sıkıcı olan durum, zaten uzun rotasyonunda sorun yaşayan Fenerbahçe'nin dün de Kaya'nın sakatlık ve sonrasında beş faul alması, aynı şekilde Lavrinoviç'in sorumsuz bir beş faul ile oyun dışı kalması beni kara kara düşündürüyor...
Bunların yanında Preldziç'in yükselen performansı, Ömer'in devamlılığı da takımın şu aşamadaki artıları...
No comments:
Post a Comment