Çok kızgınım arkadaş... Hem de çok kızgınım... Nasıl bir düşmanlık, nasıl bir kıskançlıktır bu... Lanet olsun size ve yaptıklarınıza... Lanet olsun oynadığınız kalleş oyunlara, bu kadar mı ezildiniz 13 yıldır, bu kadar mı acıdı malum yerleriniz... Bu kadar mı bilendiniz Fenerbahçemize, Fenerbahçe'mize verdiğiniz her tür (küçük veya büyük) bu kadar mı keyif alır oldunuz...
Yaa bir zamanlar Pingel'i almıştık Bursa'dan, küçüktüm o zamanlar, Nielsen ile birlikte oynayacaklar diye çok heyecanlıydım, müthiş bir forvet, gözümde kocamandı, ama bir maç sonra sakatlanıp gitti... Hevesim kursağımda kaldı...
Bu sene olan farklı mı? Geçen sene Karabük'ü çıkaran, sezon başında ismi Galatasaray ile anılan, sonrasında Fenerbahçe ile flörte başlayan, ağzına sıçtığınız, rezil rüsva ettiğiniz, içinde futbol oynama isteği bırakmadığınız, sonra Fenerbahçe'mizin transfer ettiği Emenike... Top mu oynattınız, hayır, olur mu yaşı onun 30'dur, 40'dır, dişlerinden yaş tespiti yapın , yok para sayarken görüntüleri var dediğiniz, önce gözaltına, oradan yabancılar şubesine aldığınız, o salyalar akan ağzınızdan sarkan çürük çarık dişlerinizle her tarafından ısırmaya çalıştığınız o Emenike gitti, hem de ne dedi biliyor musunuz "Bu iklimde top oynayamam", bu cümleyi anlayabiliyor musunuz? Ben anladığınızı hiç zannetmiyorum... Çünkü sizin Fenerbahçe ile çözemediğiniz bir probleminiz, bir yaranız var...
İçimde bir ukte kaldı, Emenike'yi izlemek istiyordum Fenerbahçe forması ile, ama siz bunu elimden aldınız... O yüzden çok kızgınım size, hem de çok kızgınım... İşte bu kızgınlığım yüzünden Şükrü Saracoğlu'nda hep tepki alacaksınız... Hep orada istenilmediğinizi hissedecek ve kovulacak, yuhalanacaksınız...
Son bir söz, bunlar bizim Fenerbahçe'liliğimizden hiçbirşey kaybettirmiyor, hala Fenerbahçe'mizin maçlarını inanılmaz bir sabırla çekiyoruz... Hangi ligde olursa olsun, ister Süper Lig, ister Şampiyonlar Ligi... Fakat inanın bu olan olaylar, tüm maskelerin düşüp, kimin ne mal olduğunu görmemizi sağladı...
No comments:
Post a Comment